19 Eylül 2010 Pazar

muratkuaförüözledimaslında.

Yılda 5 kere kuaföre gidip saçlarımı kestirmezsem rahat etmiyorum evet. Ama bu sefer "uzatırken rahat etmek" için kestirdim ahjsdfgjsdf. Saçma gelebilir ama istediğim boya gelene kadar şekli düzgün olsun diye bunu yapmam şarttı bence (dalgalı saçlar için konuşuyorum tabii). 3 yıldır enseme bile değmeyen saçlarımı aralıktan beri kestirmiyorum ve "bana göre" çok fazla uzadı. Çevremdekilerin hiçbiri kestirmeme izin vermediği için ve ben de kahküllerimi kendim kesmekten bıktığım için daha önce hiç gitmediğim bi kuaföre gidip "sadece kahkülllerimi kısacık yapmasını" istedim. Ama sonra dayanamayıp saç kesimini de sordum:

dgg: saç kesimi ne kadar?
kuaför: 10 lira.
dgg: eee güzel kesiyo musunuz?
kuaför: ahjsgdashjfgdhjsgfshjdg insan kötü kesiyorum der mi?
dgg: ben gayet açık bi şekilde sordum bence siz de öyle cevap verebilirsiniz.
kuaför: kesimimiz meşhurdur diyim o zaman.
dgg: iyi bi şöhret mi kötü bi şöhret mi ( ashgdhjasdgfhjasdgfja )
kuaförün iç sesi : bi sktirsin gitsin şu kız.
kuaförün dış sesi: kesince görürsün.
dgg: ya ben kat attırmak istiyorum ama boyu kısalmıcak?
kuaför: uzatcaksan bence hiç dokunma.


Bu konuşmadan sonra ben eve gider 15 dk sancılı bi karar verme sürecinden sonra yeniden kuaföre gelir ve “Karar veremiyorum naaapııcaaam?” diye sorarım. Sonra saç kestirmekten korkan ben miyim diye kendime sorar cevabı tabii ki bildiğim için saçlarımı kestiririm. Aa pardon kat attırırım. Annem kuaförde beni yalnız bırakmadan önce adama döner ve:

“Allah kolaylık versin.” der. Adam teşekkür eder. Ben:

“Lütfen güzel kesin zaten benden güzel kesceğiniz belli.” derim, ahsgdfahsjfsa adam hata verir ama bunu gülerek gizlemeyi başarır. Sonuç? Ben beğendim. “Kesme bence” diyen adam da ben çıkarken “Sen işini biliyosun.” dedi. Ama bi daha beni görmek isteyeceğini sanmıyorum. Burada başlıktaki Murat Kuaför’e sesleneceğiz işte. Ben çok konuşunca ağzıma vurup mükemmel saçlar yapan adamdır kendisi ama maalesef İzmir’de. :/

6 Eylül 2010 Pazartesi

Bugün yağmur sesiyle uyandım. Çok çok çok mutluyum. Aklıma Sinem’in evinde ilk kez kaldığım gece geldi. 12 kişi bi evde. 2 kişilik yatakta yatmaya çalışan 5 kişi. Bugün o yatağı paylaştığım insanlarla beraberdim. O gün de bugün gibi yağmurla uyanmıştık.

O gün vedalaşmamıştık böyle ama. O günden bugüne çok şey değişti, çok şey paylaştık ve ben artık çok çok çok daha çok seviyorum hepsini. Ve şimdi bu veda 2-3 ay göremeyeceğim için daha bi zor oldu. Biliyorum ki çok özleyeceğim. Annem de dedi:

“Böyle çok sevdiğin arkadaşlarının hepsi İzmir’de, sen Ankara’da.”

Ankara’da da var dedim. Ama İzmir farklı.

Bütün sevdiğim arkadaşlarım, ailem, bi kedim olsun bi de minicik, gelenlerin sığamayıp dip dibe oturmak zorunda kalacağı bi ev. Bi de müzik. Bence eğlenirdik, gülerdik, makarna yapıp yerdik. Olurdu yani.