8 Ocak 2011 Cumartesi

la petite dgg



8 yaşımdayken sanırım ilk kez izmir tüyap’a gitmiştim annemle. o zamanlar kitap okumaktan nefret ediyordum çünkü okulda her gün zorla kitap okuyorduk, okumamız gelişsin diye ve sürekli “kim bilmemkaç dakikada en çok kelime okudu” yarışması yapılıyordu ki ondan ayrıca nefret ediyordum.

kitap okumayı sevmeye selen abla olmaktan vazgeçtim kitabıyla başladım aslında. 72 sayfalık kitabı aldığım gün bitirmiştim. tüyap’a da bundan sonra gittim işte. o gün, o zamanlar bana dünyanın en cool ve gizemli tipleri gibi görünen “uzun siyah saçlı, simsiyah şeyler giyenler” grubundan bi abi sağ üst köşedeki küçük prens’i gösterip

“bunu şimdi okumalısın, keşke ben de senin yaşındayken okusaydım, büyüyünce insan küçükken okumadığına pişman oluyor.” demişti.

zaten tipi o zamanlarki saf dgg üzerinde “ben kimsenin bilmediği bir şey biliyorum” izlenimi bırakmış ajshdfgja bir de böyle söyleyince aldık kitabı. önsözünü okurken ağladığımı hatırlıyorum. bi insanın “hem aç hem üşüyor olması” fikri baya üzücüydü çünkü. sonra kitabı okuyup küçük bi çocuk olduğum için kendimi özel hissetmiştim sjhfds kitabın sonundaysa küçük prens giderken ben yine ağlamıştım. ne sulugözmüşüm neyse sjhdfg. iyi ki okumuşum diyorum şimdi. 13 yıldır onlarca kez okudum tabii sonra da orjinalini de okuyabilmeliyim dedim. bence fransızca’ya olan sempatim böyle başladı.

daha sonra 2008’deki doğum günümde sol üstteki 1982 basımını hediye olarak almıştım hem de zamanında başkasına doğum günü hediyesi olarak verilmiş. içindeki yazıdan anlamıştım tabii asjhdfg sonra bi tanesini hediye ettim derken elimde bu dördü ve bir de izmir’deki kardeşime aldığım kaldı. fransızca olan yani sağ alttaki bana cansu’nun hediyesi. fransızca evet. ve bence okuyabilmeme çok az kaldı. =)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder